İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Esaretin Sınırında

  Bir işi yaparken kendi kararlarınızla, istediğiniz şekilde mi yapıyorsunuz, yoksa kısıtlanarak isteğiniz dışında seçtirilerek mi tamamlıyorsunuz veya tamamlatıyorlar?

       Peki siz ne kadar özgürsünüz?

 Şunu söyleyecek olursam birçoğumuz birçok konuda özgür değiliz. Başlı başına bu konu incelenecek olunursa özgür olabilmek neden bu kadar zor ya da neden özgür olamıyoruz?

İnsanlar üzerinde şöyle bir algı var: Paran varsa özgürsün. Senin bir kademe üstünde zengin hayatı yaşayanlar seni özgür bıraktıkça özgürsün. Hatta bazı aileler çocukları çok para kazansın diye onları zorla istemediği bölümlere sürüklüyor. Sırf kendisi istiyor diye çocuklarının düşüncelerini es geçen ve ömürleri boyunca onları istemediği mesleğe zorlayan insanlar var. Kendi çocuklarının iyiliklerini düşünerek aslında yaptıkları kötülüktür. İşte bu insan bilmiyor ki, başkasının seçtiği bir meslekte kimse ömür boyu çalışmak istemez. Aslında kendi düşüncelerimizin es geçildiği bir yerde yaşamak da istemeyiz.

Bana kalırsa, psikolojik baskı ile hayatımızı devam ettirmektense kendimizi açıkça ifade etmeliyiz ki bizi himayesi altında tutamasınlar. Çünkü kendimizi ifade etmez, konuşmazsak orada bir yerlerde olduğumuzu kimseye fark ettiremeyiz. Eminim ki her şeye göz yummayı bırakacağımız zaman çevremizden çok insan ayıklanacaktır. Buna sizi kısıtlamaya, kullanmaya çalışan insanlar da dahil.

   Eğer gerçekten özgür olduğumu hissetmek istiyorsam istediğim bir şarkıyı defalarca dinleyebilirim. Fakat bu benim sadece istediğim şekilde hissetmemi sağlayan bir durum ve bazen hislerimiz ve duygularımız bir anlığına olsa bile gerçeği görmemizi zorlaştıracak kadar önümüzü kapatmaktalar. Bundan dolayı kendimize yalanlar söylemek yerine aslında öyle olmadığını anlamak için mevzunun derinine inerek, kendimizi bilerek ve sorgulayarak düşündüğümüz soruların yanıtlarını verebiliriz. Yani dile kolay gelen “özgürlük” kelimesi ya da “ben özgürüm” cümlesini tam manasıyla benliğimize geçirmemiz için kendi irademizin, kendi aklımızın isteğiyle bir işe kalkışmamız gerekiyor ve bir işi tamamlamamız gerekiyor.

İsterseniz özgürlüğe, istediği kitabı ya da şarkıyı çevresindeki insanların yüzlerini buruştururlar diye okuyamayan, dinleyemeyen bir kişiden veya zorla ailesinin istediği bölümü okuyan bir öğrenciden bakmaya çalışalım. Öyle ya da böyle birileri bir şekilde kısıtlanıyor. Bu kısıtlanışı hafif veyahut en acı şekilde görelim. Önemli olan kendimizi, seçimlerimizi ve sınırlarımızı bilmekte. Önemli olan başkalarının düşünceleri ne olursa olsun benliğimizi ve kendimizi kaybetmemekte. Kısacası kendimize sahip çıkabilmekte.

  “Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.”- George Orwell

“Özgürlük iki kere ikinin dört ettiğini söyleyebilmektir. Eğer buna izin verilirse, gerisi kendiliğinden gelir.” – George Orwell

İlk yorum yapan siz olun

    Bir Cevap Yazın